1.Güreş ve doping
1
1.1Dopingin
tanımı 2
1.2.Doping
kavramı ve tarihçesi 2
1.2.2.Dopinge
zemin hazırlayan faktörler 2
1.2.3.Neden
kullanım böyle yaygınlaşmıştır 3
1.3.Dopinge karşı
mücadele 3
1.4.Doping
maddelerinin organizmaya etkisi ve zararları 4
1.5.Dopingin
zararları 5
1.6.Doping
maddelerinin listeleri 6
1.6.1.Stimülantlar(uyarıcıları)
6
1.6.2.
Narkotikler 6
1.6.3.
Anfetaminler 7
1.6.4.Kokain 7
1.6.5.Efedrin 8
1.6.6. Kafein 8
1.6.7.
Narkoltikler 8
1.6.8. Beta
Blokerler 8
1.6.9. Sedatifler
9
1.6.10.
Diüertikler 9
1.6.11.
Sempotikomimetikler 9
1.7. Diğer Doping
Metotları 10
1.7.1. Kan
Dopingi 10
1.7.2.
Bağırsakları Şişirme 10
1.7.3.
Elektrosktimülasyon 10
1.7.4. Damar içi
Vitamin verilmesi 11
2. Güreşte
Beslenme İlkeleri 11
2.1. Besl enme
ve Güreş 11
2.1.1. Dengeli
Beslenme 12
2.1.2. Dengesiz
Beslenme 12
2.2. Enerji
İhtiyacı ve Oluşumu 13
2.2.1. Enerji
sistemleri 13
2.2.1.1. (ATP-CP)
Enerji Sistemi 13
2.2.1.2. Laktik
Asit enerji sistemi 14
2.2.1.3. Aerobik
enerji sistemi 14
2.3. Temel besin
öğeleri 14
2.3.1.
Karbonhidratlar 14
2.3.2. Proteinler
15
2.3.3. Yağlar 16
2.3.4. Su 17
2.3.5. Vitaminler
18
2.3.6. Mineraller
18
2.4. Müsabaka
öncesi beslenme 19
Yenilen yemeğin içeriği 20
Yenilen yemeğin zamanı 21
İçeceklerin miktarı ve cinsi 21
Yenilen yemeğin psikolojik
olarak tatmin ediciliği 21
Öğün sayısı ve zamanı 21
2.5. Müsabaka
sırasında beslenme 22
2.6. Müsabaka
sonrası beslenme 23
-
Alınacak yiyecek ve içeceğin
zamanı 23
-
tüketilen karbonhidrat miktarı
ve cinsi 23
2.7. Güreşte kilo
düşme 23
2.7.1. Kilo
kaybına iyi bir yaklaşım 24
2.7.2. Kilo
kaybının zararlı etkileri 25
1. GÜREŞ VE
DOPİNG
1.1. Dopingin
Tanımı
Başarı isteği
hırsa dönüşürse arzuların gerçekleştirilebilirse her yol denenebilir
Yapılanların kötü sonuçlar doğurabileceği bilinse hile kazanma hırsı insanın
gözünü karartmaması için yeterli bir sebep teşkil edebilir. Ama her kötü ve
yanlış uygulamanın bir bedeli vardır.
İşte doping denen
bu illet de sporun içine girmiş kötü bir virüstür Sporun en büyük düşmanı
olan bu nesne bir çok unlu şampiyonu bile kıskacına almış onların spor
tarihi sayfalarından kayıp gitmelerine neden olmuştur.
(1)
Bir Tanımlama
Olarak Doping:
Prof La Cova: Yarışma
esnasında verimi yapay olarak artırmak amacı ile verilen besinsel
olmayan eksilten veya ergojenatik maddeler Doping adını vermiştir.
Prof Chailey Bert: Yarışmadan
evvel veya esnasında bir evin verimini artırma amacıyla stümülant
maddelerin, aksiyonları kullanılması diye dopingi tarif etmiştir.
Hollandalıların
federation of medical-sport exomination cantresin kabul ettiği şöyledir.
Doping sporcunun
performansım artırmak amacıyla doğal olmayan yollar kullanılmasıdır.
(2)
Doping
organizmaya yabancı bir ajanın hangi yoldan olursa olsun veya fizyolojik
maddelerin anormal miktarlarda veya anormal bir yolla bir sahsa, yarışma
esnasında performansım yapay olarak ve kural dışı bir şekilde artırmak
amacıyla verilmesi veya o şahıs tarafından kullanılmasıdır. 1989 yılında IGC
(Beynelminel Olimp. Komitesi) tıp komisyonun yeniden tanımladığını
görüyoruz. Doping yarışan bir atletin yarışmada sırf verimini yapay bir
şekilde artırma amacı ile vücuduna yabancı bir madde uygulaması kullanılması
ya da herhangi bir fizyolojik maddeyi olağan dışı miktarda veya olağan bir
yolla almasıdır. (3)
organizmanın gücünü geçici olarak bir süre artırabilmek için kullanılan
uyaran maddeler doping olarak adlandırılmaktadır.
Doping güç
verimini suni yollarla artırmak için, zararlı yan tesirleri olan maddelerin
vücuda verilerek sporcunun çalışmalarını riskli bir şekilde hızlandırılması
olarak tanı mlanabilir. (4)
Doping uluslar
arası olimpiyat komitesi (IOC) tarafından yasaklanmış madde veya yöntemlerin
sporcu tarafından bilinçli veya bilinçsiz olarak kullanımı diye
tanımlanmakladır. (5)
Almanların spor
hakimliyi birliğinin benimsediği tarif ise şöyledir yarışmada performansı
artırmak amacıyla verilen etkin olan veya olmayan herhangi bir drogun
kullanılmasıdır. ( 6)
1.2. Doping
Kavramı ve Tarihçesi:
Asırlar boyunca
insanlık iş verimini artırarak başarıya ulaşmak ve zaferler kazanmak için
çaba harcamıştır. Tarihin çok eski dönemlerinden itibaren insanlar fiziksel
güç ve sportif performans: artırdığına çeşitli maddeler kullanmışlardır. M.
Ö. 3. yy. da yapılan spor karşılaşmalarında, atletlerin daha hızlı
koşabilmek amacıyla mantar yedikleri, MÖ yine Romalılarda savaş arabaları
yarışlarında atlara su ve bal karışımı hidromel adı verilen sıvıları
içirttikleri, gladyatörlerin iyi dövüşebilmek için uyarıcı maddeler
kullandıkları, Güney Amerika’da yerlilerin koka filizlerini tarih
kayıtlarından görebilme kteyiz. ( 7)
1.2.2. Dopinge
Zemin Hazırlayan Faktörler
Dopinge neden olabilecek
faktörlerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz.
Özellikle yünümüz sporunda spor
anlayışının ticari ve siyasi rekabet haline dönüştürülmesi (Kişisel ve
bö lgesel rekabet)
Kısa süreli başarıların her ne
pahasına olursa olsu istenmesi
Spor müsabakasının sonucuna
bağlı milli veya şahsi prestijin söz konusu olması,
Sporcuların, bir sporcunun
yaşantısının gerektirdiği kurallara özen göstermemeleri,Transfer
ücretlerinin astronomik rakamlara ulaşması,
Spor yarışmalarında menfaat
komisyonlarının hazırlanması.
Yönetici ve sporcunun kanunun
ciddiyet ve önemine sahip olmayışları,
Yöneticiyi antrenör ve
sporcuların konu hakkında yeterli eğitim gö rmemeleri,
Yönetici ve sporcuların kişisel
egolarını tatmin için kısa süreli ve geçici başarılar aramaları,
Sporcuya, fiziksel ve
psikolojik olarak kapasitesinin üzerinden yüklenilme. (8)
1.2.3. Neden
kullanım böyle yaygınlaşmıştır?
Mutlak ka zanma
isteği ve maddelerin yan etkilerinin tam bilinmemesi kullanımını
artırmıştır. Oysa sportif performansı yapan yollarla örneğin doping
maddeleri artırmak hem fiziksel hem psikolojik olarak sonuçlanabilmektedir.
(9)
Rakibine karşı
üstünlük kurup branşın da tek isim olma özemi sporcuyu doping kullanmaya
itmektedir. Bir anlık başarı ve kazanma isteği spor hayatının bitmesi hatta
ölümle bile sonuçlansa da halan günümüzde haksız başarıya yani dopinge karşı
ilgi oldukça yüksektir. Bu da spor kültürünün ve spor ahlakının yeterince
gelişmemiş olmasından kaynaklanmaktadır. (10 )
1.3. Dopinge
Karşı Mücadele
Doping ile
mücadele 1900 lü yılların başında başlamıştır. 1956 Melburn olimpiyatlarında
da gündeme gelmiş ancak herhangi bir girişimde bulunulmamıştır. 1964 Tokyo
olimpiyatlarında bazı sporcuların kollarında enjeksiyon izlerinin görülmesi
üzerine bir takım kontroller yapılmıştır. İlk resmi doping kontrolü 1968
Meksika olimpiyatlarında başlamıştır. Ancak gerek yöntemler gerekse
organizasyon açısından yeterli olmamıştır.
Doping analiz
yöntemleri oldukça pahalı lâboratuarlar ve nitelikli elemanlar gerektirir.
Her doping maddesi farklı kimyasal yapıda olduğundan yöntemler de değişmekte
tespit daha fazla para ve zaman gerekmektedir.
(11)
Birçok kişinin
dopinge karşı olmasına rağmen insanları doping ile mücadeleye ilk davet
edenler ve doping komisyonunun kurulmasında aktif rol oynayanlar sorumluluk
hissi taşıyan hekimler olmuştur.
1956'da- ANEP
tarafından Fransa’da doping komisyonu kuruldu. Dopinge karşı hükümetler
tarafından özel tedbir ilk kez Avusturya’da alınmıştır.
Doping
mücadelesinde en etkili tetkikleri 1963 yılında Strasburg'da toplanan Avrupa
konseyi almış ve bilim adamlarından bir komisyon kurmuştur.
(12)
Dünyanın çeşitli
ülkelerinde dopingle mücadelede etkili dört ana otorite bulunmaktadır.
Bunar:
1- Bireysel spor
kuruluşları ve federasyonlar,
2- Olimpik
kuruluşlar,
3- Ulusal spor
kuruluşları,
4- Spor ve kültür
işlerinden sorumla bakanlıklar. (13)
Bu arada doping
yapanlara para ve bir yıla kadar hapis cezası öngören kanun teklifi 1964
yılında Fransa senatosunda kabul edilmişti Bunu 2 Nisan 1065 de Belçika’da
çıkan antidoping kanunu izledi.
Ülkemizde bir
doping kontrol merkezi ve labaratuvar kurulması amacıyla gerekli girişimde
bulunmuş yatırım yapılmıştır Bu merkez 1990 yılında Hacettepe
Üniversitesinde hizmete hazır hale gelmiştir Ancak doping ile etkili bir
mücadele için doping kontrol laboratuarlarının kurulmasının ve idamesinin
yanı sıra ülke genelinde doping olayını her yönüyle çözümleyecek bir
sistemin getirilmesi ve programlanması gerekmektedir. Doping numunelerinin
toplanması, sonuçlarının açıklanması ve cezalandırma ile ilgili mevzuat
eksiklisinin ivedilikle giderilmesi sağlanmalıdır.
(149
1.4. Doping
Maddelerinin Organizmaya
Etkisi ve Zararları
Dopingli sporcu
geçici bir zaman sureci kendi performansının çok üstüne çıkabiliyor.
Dolayısıyla bu sürenin dolmasından sonra çok uzun süre kendi performansının
çok altına düşüyor Dopingde kullandığı maddeler ruhsal ve bedensel açıdan
kendisinde alışkanlık yaptığı için anık doping yapmadan müsabaka yapamaz
hali gelir ve organizmada doping yapan maddelerin etkisiyle ruhsal ve
bedensel bir çöküntü meydana geliyor Eğer kişinin genetik ve yapısal
özellikleri değiştirilmiş ise tekrar eski hale dönmesi çok uzun yıllar
alıyor ve bazen eski haline dönemiyor. (15)
Yine yapılan
araştırmalarda sitreotlerin yüksek dozlarda kullanıldıkları zaman istek
artırım,, vücut ağırlığından anma, ense boyun omuz ve kol bölgelerinde
yağlanmaya yol açtığına göstermiştir. Ayrıca gonatların ve hipofiz bezinin
suprasyonuna, sperm hücreleri, yapısının azalmasına hatta kısırlığı prostat
ve karaciğer bezlerinde kanserojen etkiye, serom lipit seviyelerinde
yükselme yaptığına, kadınlar kullandığı taktirde erkeksi tipe değişikliklere
yol açıp ses kalınlığı, erkeklik seks hormonlarının fazla sargılanmasına yol
açtığına dair çeşitli yayınlar mevcuttur. Uzun süre kullanıldıkları taktirde
adale kuvvetinin buna bir paralellik göstermeyişi sonucu sık sık travmatize
olmasına yol açtığı rapor edilmiştir. (16)
1.5. Dopingin
Zararları:
-
Karaciğer ve böbrek
bozukluklarına yol açar Bu ilaçlar vücutta karaciğerde elimine olup,
böbrekler vasıtasıyla atıldığından bu organlarda büyük tahribatlar
yapılmaktadır. Sanlık bulgularına ve karaciğer iflasına hatta ölümüne
yol açmaktadır.
-
Vücudun normal kapasitesi
üzerine çıkıldığında adale ve eklem sakatlanmalarına sebebiyet
vermekledir.
-
Cinsel güçte denge bozulmakta,
erkeklerde kısırlaşma kadınlarda ise erkekleşme başlamıştı
-
Kansere yol açar, bu tür
ilaçlar hücre bölünmesini hızlandırmak suretiyle protein metabolizmasına
etki eder.
-
Prostat şişmesine ve
tahribatına neden olur.
-
Çoğu zararlı etkiler zamanla
ortaya çıkacağından ilerde birçok rahatsızlığa müsait ortam hazırlar.
-
Bu tür ilaçların zararları
yanında özellikle gençlere ve sporculara %10’dan fazla etki yapmadığı
ortaya çıkmıştır
-
Vücutta su tuttuğundan,
yarışmacı için dezavantaj teşkil eder Özellikle kilo problemi olan
sporcuda kilo ayarlaması çok zorlaşır ve başarısını etkiler
-
En az dört beş yıl çalışıp
belirli seviyelere gelmemiş sporculara asla tatbik edilmemelidir
-
Hafıza zayıflar,
-
Sinirlilik, arkadaşları
antrenörle aile ve çevresiyle sürekli sorun çıkartır,
-
Devamlı kendin i
yorgun hisseder
Sorumluluktan kaçar.
Toplum kurallarına uymama.
İçkiye ve sekse düşkünlük
Ruhsal dengesizlik kişilik
değişimi
Doping yapan sporcuların
bazılarında intihar girişimleri belirlenmiş ve bazılarının intihar
sonucu öldüğü belirlenmiştir. (17)
1. 6. Doping
Maddelerini Listeleri
IOC
(Uluslararası) Tıp Komisyonu Doping Listesi
1.
Dopinglerin Sınıflandırılması:
1.6.1.
Stimülantlar (Uyarıcıları)
Anrafinil,
Amfecloral, Amfepramone, Aminettine, Aminorex, Amiphenazole, Amphetamine,
Amhphetaminil, Ampyzine, Arterenoly, Bemathan, Bemegride, Benfluorex,
Benphetamine, Benzylephedrine, Brolamphetamine, Brucine, Cafedrin, Caffeine,
Cathine, Cathinone, Chhorphentermine, Cinnamedrine, Clenbuterol,
Clobenzorex, Cloforex,. Clominorex, Clorprenaline. Clortermine, Cocaine,
Cropropamide, Crotethamide, Cyclopentamine, Dexaphetamine, Dexfenluramine,
Dextrofemin, Ephedrine, Etafedrine, Etolorex, Fnecamine, Fenethylin e,
Fenproporex, Gepefrin, Heptaminol, Hydroxyamphelamine, İboganine, İndanorex,
İsoprenaline, Levamphetamine. Levophatectoperane, Mazindol, Meclofenoxate,
Norfenefrine, Norfenfluramine, Nylidrin, Octopamine, Orciprenaline.
Pemoline, Petetrazole, Pentorex, Racefermi, Rimiterol
Salbutomol, Salmeterol Selegilin, Soterenol, Synephirine, Tertutaline,
Tetrahyrozoline, Xylometazoline, Xylopropamine,
1.6.2.
Narkotikler
Acetorphine,
Acetylalphamethyfentanlyl, Anileridine, Beta-Haydoxy-Methyl Betameprodine,
Bezitramide, Cannabis,Ve Cannabinoides, Cenobemidone, Dezoncine,
Dimenoxadoly, Dipipanone, Etorphine, Etonitazene, Fentanly, Furedhidine.,
Madde 15- Bu
yönetmeliği Deden Terbiyesi Genel Müdürlüğü yürütür
(l8)
Metabolizmayı,
anabolizma, katabolizma olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür. Organizmada
bazı organlar anabolizmaya yardım ederler, anabolik proçesleri artırırlar.
Anabolik porçesleri artıran faktörleri anabolizan aktörler denir .(19)
Parateral
anabolik steroidler. hipogonadal erkeklerin
hormon eksikliğini gidermek için adelosan evrede ile büyümenin geride
kaldığı dönemlerde, büyümenin başlatılması amacıyla kullanılır.
Anabolizan
drogların toksit etkileri de bulunmaktadır. Yüksek dozda metile stereoidler
karaciğer hücrelerinde harabiyet husület getirebilirler. Kanda TRIGLISERID
KOLESTROL artar Anabolizan maddelerde ne kadar çalışırsa çalışsın
testosteron hormon etkisi gene kalır ve yüksek dozda uzun zaman
verildiklerinde az da olsa hormona! bir etki ile kendisini gösterir.
(20)
Yapay st ereoidlerin
kullanılması sporcuları sinirli, düzeltilmesi güç ölçüde saldırgan kişi
yapar Streoid kullananlarda kanserin ortaya çıkma sıklığı çok yüksektir
Stereoidlerin ergenlik öncesi veya gelişme çağı sırasında sporcuya
verilmesiyle, uzun kemiklerin büyümeleri etkilendiğinden bu sporcuların
bodur kalmaları söz konusu olabilir. (21)
1.6.3.
Anfetaminler
Son yıllarda
sapılan çalınmalarda anfetamin kullanımının performansı artırmadığı yolunda
bulular elde edilmiştir. Bu ilaçların temel kullanım amaçları yorgunluğun
azaltılması ve uykusuzluğun giderilmesidir. (22)
Amfetaminin en
önemli etkilerinden bir tanesi uzun süreli ağır ağır egzersizlerde
yorgunluğu geciktirmeyidir. Bu ilaçların en belirgin etkisi performansın
yorgunluk nedeni ile azaldığı durumlarda onaya çıkar. Tükenme zamanı olarak
ifade edilen dayanaklılık değerlendirildiğinde, anfetamin maximal oksijen
alımında bir değişiklik yapmadan, anaerobik kapasite ile tükenme zamanı
artırdığı gösterilmiştir. Dayanaklılığın artmasıyla beraber fakat oluşumunda
da anlamlı bir artış meydana gelmiştir. Anfetaminin bu etkisi fizyolojik
açıdan değerlendirildiğinde verilerden çıkartılabilecek sonuç bu maddenin
yorgunluğu önlemediği ancak yorgunluğun semptonlarını maskeleyerek
dayanaklılık süresini uzattığıdır. (23)
1.6.4. Kokain :
Burundan çekme,
tütünle karıştırıp içme ve intravenözç injeksiyon yoluyla kullanılabilen
kokain çabuk metabolize olur ve 24 saatte idrarla atılır. Santral sinir
sistemini, dolaşım ve solunum sistemini uyarıcı etkilerin yanı sıra ağrı
kesici özelliği de sahiptir. Yüksek dozda alımı kalp ritim bozuklukları,
koma- ve ölüme neden olur. (24)
Çok yüksek dozda
kokain, vücut ısısında belirgin bir artışa neden olur. Bunun nedeni, santral
sinir sisteminin uyarılması ile titreme ve konvulziyonların oluşması ve peri
feri k dokuda ısı kaybına yo! açar. Sistolik ve diostolik kan basıncı ile
kalp atış hızım doza bağlı olarak artırabilir.
(25)
1.6.5. Efedrin
Etkileri
amteramine benzer, sporcular tarafından sempa tormimatik etkileri nedeni ile
sürat ve kuvveti arttırdığı gerekçesiyle yaygın şekilde bilinçsizce
kullanılırlar (26)
1.6.6. Kafein
Son yıllarda
amfetamin kullanımı azalmakta, fakat kafein kullanımı artmaktadır. Kafein ve
onunla ilgili maddeler kolalı içeceklerde çay ve kahvelerde bolcu
bulunmaktadır. Sporcularda yorgunluğu gidermek ve lipit metabolizmasını
etkileyerek performansın artırılması amacıyla kullanılır. Özellikle
dayanıklılık sporlarında oksijen tüketiminde ve metabolik hızı kalb atım
hızı, hacmi lipit metabolizması ve iskelet kası kontrokslitesini artırıcı
özelliklerde*! dolayı yoğun olarak kullanılmaktadır. Kafein sinir sistemini
de uyardığı bildirilmektedir. Diüretik etkiye sahip olan kafeinin bu etkisi
maraton gibi sporlarda arzu edilmeyen bir durumd ur.
Kafeinin yan
etkileri ise tasikardi kalp ritim bozuklukları, migren, yorgunluk,
huzursuzluk, baş ağrıları ve depresyon şekillerinde onaya çıkmaktadır.
(27)
1.6.7.
Narkotikler
Bu sınıf
dopingler arasında opium (Afyon türevleri) (Morfin ve türevleri, eroin vs)
bulunur. Bu maddelerin doping olarak kullanımları oldukça nadirdir Fakat
çene bu katagoride codein'in ise kullanılmasına daha sık rastlanır. Bunlarda
alışkanlık husule getiren droglardır. (28)
1.6.8. Beta
Blokerler
Beta bloke
ediciler kalp kasının daha
ekonomik çalışmasını sağlamaktadırlar. Sinir sistemi üzerinde inhibe edici
etkiye sahip olduklarından dolayı, sportif yarışmalarda heyecan ve stresten
kaynaklanan el titremesi gibi istenilmeyen hareketleri önlemek amacıyla
okçuluk ve atıcılık gibi sporlarda kullanılırlar.
Beta bloke
ediciler dolaşımdaki kata kolominleri azaltmakta ve kalp atım hızını
düşürmekte ve dayanma gücünü artırmak amacıyla dayanıklılık sporlarında da
kullanılırlar (29)
Her sporcuda
sporcunun antrenman düzeyine ve
yapısına bağlı olarak az veya çok heyecanla mental stres faktörleri de işe
girer. Ve bunlar özellikle nöronüstüler koordinasyonunun önemli rol oynadığı
sporlarda performansı büzücü bir etkide bulunur. Her türlü fiziksel efor
heyecan, pilazmada kate kölemin düzeyini artırır.
(30)
1.6.9. Sedatifler
Bunlarda beta
bloke edicilerle aynı amaçlar için kullanılır. Benzo diazepine türevleri
atıcılarda sakinleştirici olarak kullanılır. Bu dropların ağır sekonde
etükiler yoktur. (31)
1.6.10.
Diüretikler
Diü retikler,
güreş, boks, halter gibi sıklet sporlarında özellikle hızlı kilo ayarlanması
için vücut sıvı miktarını azaltmak amacıyla kullanılırlar. Son zamanlarda
daha önceden alınmış doping maddelerinin idrarda analizini zorlamak amacıyla
kullanılmaktadırlar. Bu ilaçların kullanımı ile oluşan elektrolit ve sıvı
kaybı performansı olumsuz etkilemekte ve sağlığını bozmaktadır.
(32)
1.6.11.
Sempotikomimetikler
Efedrin bu grubu
bir örnektir Yüksek dozlarda mental bir uyarma yapar Kan basıncım artırır,
baş ağrısına sebep olur ve kalp atımı hem artar hem düzensizleşir,
uykusuzluk görülebilir. Bu drogların nezle gibi hastalıklarda kullanılan
ilaçların içinde, bulunabilir. Bu yüzden hekim tarafından kontrollü olarak
alınmalıdır (33)
Uzun süreli
egzersizlerde bö brek ustu
izlerinin yetersiz hale geldiği düşünülerek doping amacıyla
kullanılmaktadırlar. Aslında elit sporcularda minarel ekoartikoidlerde ve
gluko kortikoidelerde yarış esnasında pek azalma görülmekledir.
1.7. Diğer Doping
Metotları
1.7.1. Kan
Dopingi
Bir başka kişiden
alınan kanın veya sporcunun kendi kanının sportif performansı artırmak
amacıyla verilmesi kan dopingi olarak adlandırılır. Sporcunun kanını alıp,
uygun koşullarda 5-6 hafta kadar beklettikten sonra yeniden aynı sporcuya
verilmesi şeklinde yapılan uygulamadır. Alınanı kan bir litre civarındadır.
(34)
Kan dopingin
aerobik metabolizmanın ön planda olduğu uzun mesafe koşulları, kuzey
disiplinli kayakçıları ve bisikletçileri gibi sporcular tarafından sıklıkla
kullanılır. Bu dopingin kullanımındaki mantık ise kontraksiyon yapan kaslara
oksijen miktarım artırıp, total aerobik gücü yukarı çekmektir
(35)
Kan dopinginin
amacı kan alındıktan sonra yeni eritrositlerin oluşması, hemoglobin
miktarının anması ve eski kanında tekrar verilmesi ile kan hücrelerinde
meydana itelen artışla birlikte performansın artırılmasıdır. Kısacası
kaslara taşman oksijen miktarını artırmak ve total aerobik gücü
yükseltmektir. (36)
1.7.2.
Bağırsakları Şişirme:
Son zamanlarda
sportif performansı artırmak amacıyla kullanılan bir diğer yapay yolda
yüzücülerin suda kalabilirliklerini artırmak için kalın bağırsaklar hava ve
gaz ile şişmektir. Bu yolun zararlı bir etkisi olmamakla beraber kontrol
edilmesi de mümkün değildir (37)
1.7.3.
Elektrosktimülasyan:
Deri ü zerinden
yapılan düzenli elektriksel uyarılar ile kaslarda kuvvetli kasılmalar husule
getirme uzun zamandan beri kas atroflsine karşı fizyoterapi alanında
kullanılmakladır Kuvvetin hakim olduğu sportif disiplinlerle kasların
kuvvetini artırma amacı güden normal antrenmanlara ilaveten bu elektro
sktimülasyon metoduna da vurulduğu söylenmektedir.
(38)
1.7.4. Damar İçi
Vitamin Verilmesi:
Son zamanlarda
bir vitamin B\ türevi olan cocarbaxylase asid liponıgue (asit tioktik, asit
lipoik de denir.) ile beraber yarışma çıkışından evvel damara verilerek
privatdehitrogenaz enzim aktivitesine yardımcı olmak istenmiştir. Köln spor
yüksek okulunda Dr A. Mader, yüzücülere ve bisikletçilere verilen bu drogun
performansı artırdığı ve artan asit laktiyede toleransı artırdığını da
bildirmiştir. (39)
2. GÜREŞTE
BESLENME İLKELERİ
Son yıllarda
sporcu beslenmesinin fiziksel performans kapasitesine negatif ve pozitif
etkilerini konu edinen araştırmalar yapılmış olup bu alanda yeni bilgiler
edinilmiştir.Dünyada ve ülkemizde farklı branşlardaki sporcular üzerinde
yapılan araştırmalar, bazı sağlık sorunlarının beslenme konusundaki bilgi
yetersizliği ile ilişkisini ortaya çıkartmıştır. Ülkemizde özellikle güreşte
beslenme konusunda yapılan çalışmalar; elit seviyedeki güreşçiler dahil bu
branşla uğraşan sporcuların yeterli bilgiye sahip olmadıklarım göstermiştir.
Başarıyı
etkileyen faktörlerden biri de sağlıklı ve doğru beslenmedir. Sağlıklı
beslenemeyen sporcuların en iyi antrenman programına göre çalışsalar dahi
başarıya ulaşmaları güçtür. Çünkü ağır çalışmalar sonucu tükenen enerji
depolarının rejenerasyonu ve süper kompenzasyonu çok geç olmaktadır.Bu
durumda vücut, tam dinlenmeden ve gerekli enerjiyi toplayamadan bir sonraki
çalışmaya girmekte, bunun sonucunda da tam kapasite çalışamamaktadır. O
zaman diyebiliriz ki başarı için doğru beslenme şarttır.Doğru beslenmenin
sağlanması ve başarıların artması antrenörlerimizin ve güreşçilerimizin
bilgilendirilmesiyle olacaktır.
2.1. Beslenme Ve
Güreş
Beslenme ve insan
gücü arasında çok eski zamanlardan beri ilişki kurulmakla birlikte, sporcu
beslenmesi konusundaki bilimsel çalışmalar yenidir. Buna karşılık iyi
beslenen kişilerin, kötü beslenen ve zayıf bir kişiden daha güçlü olacağı
kanısı M.Ö. 5 yüzyılda da yaygın bir inanıştı. O çağlardan bu günlere
gelinceye dek sporcuların performansını arttırmak amacıyla çeşitli gıda
rejimleri ileri sürülmüştür. Bugün dahi pek çok sporcu ve antrenörün et,
süt, yağ, pekmez ve bal gibi gıdaların ve bol vitamin takviyesinin kuvveti
arttıracağına, fizik performansı geliştireceğine inandığını görmekteyiz. Bu
yaygın kanının tersine, yalnızca beslenme ile fizik performansın
geliştirilmesi ve daha iyi spor derecelerinin elde edilmesi olası değildir.
Beslenme performansı etkileyen faktörlerden yalnızca bir tanesidir. Dengeli
beslenme tarzı, bu faktörü karşılamanın birinci koşulu olarak kabul
edilmelidir. 40
Sağlıklı yaşam
için beslenme ve sporun önemi çok önceden beri bilinmektedir. Hipokrat M.Ö.
480'de sağlıklı yaşamın temel ilkesini şöyle açıklamıştır. "Sağlıklı yaşam,
bireyin beden yapısı (kalıtım) ve çeşitli besinlerin etkilerinin bilinmesini
gerektirir, ancak beslenme tek başına sağlıklı yaşam için yeterli değildir,
egzersiz de yapılmalıdır." Hipokrat aynı zamanda "kişinin vücuduna karşı
sorumlu olduğuna ve sağlam bir kafanın sağlam bir vücutta olacağını"
vurgulamıştır. Organizmayı zinde ve sağlıklı kılmak için spor yapmak bir
zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır. 41
2.1.1. Dengeli
Beslenme
Yeterli ve
dengeli beslenmenin temel ilkesi, kişinin yaşma, cinsiyetine, çalışma ve
özel durumuna göre ihtiyacı olan enerjiyi ve her türlü temel besin maddesini
yeterli oranda alabilmesidir.
2.1.2. Dengesiz
Beslenme
Yetersiz yada
dengesiz beslenme durumlarında büyüme ve fiziksel kapasite de aksamalar
olacak, vücut direnci azaldığında hastalık ve sakatlanma ihtimali
artacaktır. 42
Gökdemir yapmış
olduğu bir araştırmada güreşçilerin %45.6'lık bir oranının beslenmesine
dikkat etmediğini belirtmiştir. Gökdemir yine aynı çalışmasında güreşçilerin
yarıdan fazlasının %51.8 sporcu beslenmesi konusunda bilgi sahibi
olduklarının, %29.8'inin ise sporcu beslenmesiyle ilgili bilgi kaynağının
antrenörleri olduğunu göstermiştir. Antrenörlerin ise beslenme konusunda
yeterli bilgiye sahip olmadıkları bildirilmiştir.Dengesiz beslenmenin en
önemli nedeni, bilgi ve eğitim noksanlığıdır. 43
2.2. Enerji
İhtiyacı ve Oluşumu
Yaşamın temeli,
besinlerin vücuda alınması, sindirilerek hücrelere taşınması ve oksijen ile
yakılarak enerjiye çevrilmesi, bir yandan da yıpranan hücrelerin
yenilenmesine dayanır. Enerji ihtiyacı karbonhidrat, yağ ve proteinlerden
sağlanmaktadır, karbonhidratlar yağ ve proteinlere oranla %4-5 oranında daha
elverişli enerji kaynağı olarak kullanılmaktadır.
Alınan günlük
enerjinin %55-70'i karbonhidratlardan %25-30'u yağlardan, % 10-20'si
proteinlerden sağlanmalıdır.
Enerji ihtiyacı
yaş, cins, vücut bileşimi gibi etmenlere bağlı olarak bireysel ayrıcalıklar
gösterir. Aktif sporcuların günlük enerji ihtiyacı sporcunun vücut bileşimi,
yaşı, cinsiyeti, çalışma şekli ve süresine göre değişmektedir. Sporcunun
artan enerji ihtiyacını karşılayacak şekilde beslenmesi gerekmektedir. 44
Sporcu
harcadığından daha az enerji alırsa, artan ihtiyaç vücut dokularından
sağlanacağı için uygun vücut ağırlığının altına düşecek dayanıklılık,
kuvvette devamlılık azalacaktır. Harcanandan fazla enerji alındığında ise
yağ kitlesi artacak, hareket yeteneği ve dayanıklılık olumsuz yönde
etkilenecektir. 45
Aynı spor dalında
antrenman yapan sporcuların enerji ihtiyacı ülkeden ülkeye değiştiği gibi
aynı ülkede farklı antrenörlerin verdiği ant renman programlarına bağlı
olarak da değişiklik gösterebilir.
2.2.1. Enerji
Sistemleri
2.2.1.1. (ATP-CP)
Enerji Sistemi
Kaslarımızda ATP
ve kreatin fosfat depoları kullanılır. Hızla enerji üretilen 100 m. gibi
kısa mesafeli yarışlarda temel enerji sistemi olan bu yolda kreatin fosfat
ATP'nin yeniden sentezini sağlar. Bu enerji sistemi 8-10 saniyelik
egzersizler için kullanılır. Egzersizin devamı anaerobik ve aerobik sistemin
birlikte çalışmasını sağlar. Her sporda olduğu gibi güreşte de 8-10
saniyelik kullanım süresi olup önemi ve ilişkisi de o orandadır.
2.2.1.2. Laktik
Asit Enerji Sistemi
Kullanılan enerji
kaynağı kas glikojenidir. Sprint, yüzme, yüksek atlama gibi 2 dakikadan az
süren sporlarda oluşan enerji sisteminde metobolik ürün olarak Laktik Asit
oluşur ve vücudun dayanıklılığı azalır. Bu yolda enerji oluşumu kısa
süredir. Güreş müsabakalarının süresi 6 dk. olduğundan bu enerji sisteminin
önemi büyüktür. Anaerobik (Oksijensiz) kapasitenin güreşçiler de yüksek
olması başarıyı etkileyen faktörlerden birisidir. Bunun yanında ilk 2-3 dk.
sonra aerobik enerji sistemine geçişin oluşması aerobik kapasitenin de
önemini arttırmakta ve aerobik enerji sistemi de dolayısıyla
kullanılmaktadır.
Yüklenmenin
süresi 2 daki kayı aştığında
anaerobik enerji temini yanında yavaş cereyan eden ve ancak 3-4 dk. sonra
dominant duruma geçen aerobik oksitasyon devreye girmektedir. (14) Bu
nedenle güreşte her 3 enerji sistemi de kullanılmaktadır fakat en fazla
kullanılan anaerobik enerji sistemidir. Bu sistemin enerji kaynağı
karbonhidratlar olup güreşte daha çok karbonhidratlar kullanılmaktadır
(%55-65)
Modern güreşçiler
yüksek anaerobik kapasite, iyi aerobik ve etkili hemo dinamik adaptasyon
kapasitesine sahiptirler. Aynı araştırmada Bulgar güreşçilerin aerobik
kapasiteleri, diğer sporlarla karşılaştırıldıklarında, kürek, bisikletler,
kros, kayak, orta ve uzun mesafe gibi özellikle aerobik olan spor
dallarındaki yarışmacılardan hemen sonra üçüncü sırada gelmektedir. Güreşte
hareket anaerobik safhasından aerobik safhasına aralarda geçtiğinden bu
spor, karışık fiziksel hareketler kategorisinde yer almaktadır.
2.2.1.3. Aerobik
Enerji Sistemi
Temel yakıt
karbonhidrat ve yağlar olmasına karşın bir miktarda protein, enerji için
kullanılmaktadır. ATP'nin yavaş ama daha çok üretildiği bu enerji sistemi,
maraton, kayak, kros, bisiklet gibi dayanıklılık sporlarında devreye girer.
Güreşte aerobik enerji sistemi ilk 2-3 dakika dan sonra devreye girmesiyle
öneminin artması yanında, güreşteki bazı kurallara göre yeniş ememe
durumunda müsabakanın 3 dakika daha uzatılmasına rağmen, aerobik enerji
sisteminin ve aerobik kapasitenin önemi, % 10-15'tir,
2.3. Temel Besin
Öğeleri
2.3.1.
Karbonhidratlar
Besinlerdeki
karbonhidratlar (Şekerler ve Nişastalar) enerjiye kolay çevrilebilen
kaynaklardır. Vücudun % 15'i karbonhidrat olduğundan vücutta çok miktarda
depolanmaz. Nişasta ve bütün şeker çeşitleri sindirilmeleri sırasında glikoz
adındaki basit şekerlere dönüşür. Bu basit şekerlere kan şekeri de denir.
Glikoz, bedenin hücrelerince (sinir sistemi hücreleri dahil) kullanılacak
enerjiyi sağlar. Aslında vücudumuzun tüm hücrelerinin en ince yakıtı
karbonhidrat ve onun glikozudur.
Karbonhidratlar,
vücudun hali hazır ihtiyacından daha fazla enerji elde etmek için
yenildiğinde, eğer glikojen depoları dolmuşsa, diyetle alınan
karbonhidratların fazlası yağlara dönüşerek vücutta depolanır,Kaslarda
depolanan glikojen miktarı, besinlerle bol miktarda karbonhidrat alınmasına
bağlıdır. Ne kadar çok karbonhidrat yenirse kaslarda o kadar çok glikojen
depolanır. 46
Çalışan kasların
temel yakıtı, vücuttaki karbonhidrat depoları (kas ve karaciğer glikojen)
olduğu için karbonhidratlardan zengin diyet,sporcu beslenmesindeki en önemli
ilkeledir.Karbonhidrat açısından zengin beslenme sayesinde glikojen
miktarını 100 g kasta 2.5 g kadar yükseltmek mümkündür.
Güreşte daha çok
karbonhidrat kullanılıp besinlerin %55-65'i karbonhidratlardır. Hareketin,
güç kaynağı olmalarına rağmen sporcular gerektiği şekilde ve düzenli
almadıkları zaman kilo almaları söz konusudur. Glikojen glikolatik yoldan
2-3 dakika kadar süren yüklenmelerde enerji kaynağı olarak rol oynar.
Güreşte en çok zaman olarak kullanılan enerji sistemi anaerobik enerji
sistemi ve bu enerji sisteminin ana kaynağı da karbonhidratlardır.
Dolayısıyla karbonhidratlar güreşte beslenmede önemlidir. Fakat aşırı
alınması sonucu bazı yan etkileri vardır. Örneğin yukarıda belirtildiği gibi
yağa dönüşümü, iştahı kesmesi, diş çürümesi ve bunun gibi bir çok yan etkisi
olup dengeli bir şekilde alınmalıdır.
2,3.2. Proteinler
Günlük büyümenin
sürdürülmesinde, vücudun normal fonksiyonun desteklenmesinde ve tüm vücut
dokularının onarılmasında proteinlere ihtiyaç duyulur. Vücut doku ya da
organlarının arasında kaslar, deri, karaciğer, böbrek, gözler, beyin, sinir
sistemi, kan, beden sıvıları, kemik, dişler, kıkırdak, diğer yapısal dokular
kısaca tüm vücut söz konusu olmaktadır. Ayrıca proteinler, beden
fonksiyonlarının, sinir kas çalışmasının koordinatörü olan hormonlar ve
enzimler -i çinde gereklidir.47Besinlerdeki
protein, vücuttaki aminoasitlerin kaynağıdır. Hayvansal kaynaklı besinler
(Et, balık, tavuk, yumurta, süt, peynir) sporcuya bütün potansiyel
aminoasitleri (vücudun sentezle yemediği ve besinlerde dışarıdan alınması
zorunlu aminoasitler) temin ederler.
Sporcular için
alınması önerilen protein miktarı bedenin 1 kg ağırlığına 1 gr olması ifade
edilmektedir.Güreş gibi zor ve ağır sporlarda bedenin 1 kg ı na 2 gr.
protein alınması gerektiği ifade edilmektedir. Sporcunun normal diyeti ile
kolayca karşılanır fazla protein eklenmesine gerek yoktur. Enerji fazla
alınacak proteinle karşılanmak istenirse, fazla protein yağa dönüştürülür.
Dolayısıyla vücutta yağlanma oranı arttığı gibi sporcular için derhal
enerjiye dönüşebilmesi açısından protein zayıf bir kaynaktır. Bu iki
sebepten dolayı proteinin güreş sporunda yapılacak yüklenmelerin türüne göre
,örnek olarak kuvvet antrenmanlarını içeren ağırlık çalışmalarında özenle
alınması gereken besin türevlerindendir.(54).
2.3.3. Yağlar
Karbonhidratlar,
yağlar ve proteinler vücut için enerji (kalori) sağlayabilen besin
yapılarıdır. Yağlar besinler arasında enerjisi en yüksek olanıdır. Diğer bir
deyişle, karbonhidratlara veya proteinlere kıyasla, iki kat daha fazla
enerji verirler.Güreşçinin performansında, karbonhidratlar ve yağlar birinci
dereceden enerji kaynaklarıdır. Dinlenme sırasında ve hafif hareketlerde
vücut, yağı ve karbonhidratı yaklaşık eşit oranlarda, enerji için kullanır.
Chiristenson ve
Hanson'un yapmış oldukları çalışmalarında standartlaşmış bir çalışma ve üç
saatten fazla süren, uzun süren çalışmalar esnasında lipitlerin yanmasının
yükselmesi %50-60'dan %70'e kadar çıktığı gözlenmiştir, Havez ve Coll ilk
olarak nitelik yönünden fiziksel hareketlerde serbest yağ asidinin önemini
tahmin edenlerdendir. Maximum VO2 yoğunluktaki bir çalışma için aşağı yukarı
toplam enerjinin ihtiyacının %50'si metabolizmadaki serbest yağ asidinden
temin edildiğini belirtmişlerdir. Amstrong, hareketin başlangıcında çalışma
esnasında kaslar tarafından tüketimin yükselmesi durumunda plazmadaki
serbest yağ asitleri yüzdesinin düştüğünü keşfetmiştir. Andres, Fritz,
Sivitler ve Coll tarafından serbest yağ asitlerinin kasların hareketi için
önemli yakıcı nitelikte olduğu bulunmuştur. 48
Yağlar güreşte
müsabaka esnasında l veya 1,5 dakika enerji kaynağı olarak kullanılır. Fakat
müsabaka uzatmaya giderse kullanım süresi artmaktadır. Güreşte yağlar en çok
genel hazırlık döneminde yapılan dayanıklılık antrenmanları esnasında
önemlidir. Çünkü bu dönemlerde interval antrenmanları,koşular ve egzersizler
yapılmaktadır.(54)
2.3.4. Su
Su beden ağırlığının 2/3.nü
oluşturmakta ve gerekli inorganik bir besin olup yalnızca iyi bir performans
için değil yaşam içinde çok önemli bir öğedir.Buna ek olarak insan
vücudundaki kimyasal olaylar sulu ortamda gerçekleşir. Bir sporcunun
performansını koruması, arttır ması ve sağlıklı bir vücut için su hayati rol
oynar.
Sporcularda su
kaybı egzersiz esnasında terleme yolu ile olmaktadır. Bunun ölçüsü üretilen
ısı ile orantılıdır. Su kaybı antrenman öncesi ya da müsabaka öncesi ve
arasında yeterli su alınmasıyla önlenebilir. Bir çok sporcu (özellikle
sıklet sporlarında) suyu gerekli bir öğe değil, fazla ağırlık olarak
düşünmektedir. Halbuki su diğer spor dallan için aynı önemi taşımaktadır.
Vücut ağırlığını %2-3'ü kaybolacak şekilde sıvı kaybı olduğu zaman kassal
dayanıklılık süresinde azalma (su içildiği zaman normale döner), %4'ü
kaybolacak şekilde sıvı kaybı olduğu zaman kuvvette azalma (su içilmesi ile
kayıp hemen karşıl anmaz) meydana gelmektedir.
Sporcuda
susuzluk, bir başka besin maddesinin eksikliğinden daha etkili bir biçimde
yorgunluğa, klinik bozukluklara yol açar. Güreş, Judo, Boks, Taekwando,
Karate gibi spor dallarında sporcuların bir çoğu sıkletlerine inebilmek için
su alımlarını kısıtlama, idrar söktürücüler (lasiks) kullanma sauna vb.
yollarla vücutlarından su kaybetmektedirler. Bu kayıp tartıdan sonra kısa
sürede karşılanamayacağından sporcu, yorgun, halsiz olarak müsabakaya
girmektedir. Su kaybının performansa menfi etkisi ve suyun önemi sporcular
tarafından göz ardı edilmemelidir.
Aşırı derece su
kaybı (dihidratasyon) potansiyel olarak hayati tehlike taşır. Güreşçilerin
hareket performansı, vücut ağırlığının %1'ikadar az bir dihidratasyonuyla
bile olumsuz etkilenmektedir. Vücut ağırlığının %5'inden fazla olan kayıplar
çalışma kapasitesini %30 kadar düşürülebilmektedir. 49
Güreşçiler
antrenman sırasında ihtiyaçlarını en iyi karşılayacak içeceğin tipini ve
içme sıklığını bulmaya çalışmalıdırlar. Antrenmanın dihidratasyon etkisini
karşılamak için antrenman sırasında da sıvı almak aynı derecede önem
taşımaktadır. Sıcak ve nemli havalarda sıvı alımı artırılmalıdır.
2.3.5. Vitaminler
Vitaminler,
besinlerdeki kimyasal yapılar olup, çok küçük miktarlarda (mikro),
besinlerde varlığı istenir. Yağda çözülen (vitamin A, D, E, K) ve suda
çözülen (B kompleksi vitaminleri ve vitamin C) vitaminler diye kimyasal
olarak iki kategoride incelenmektedir.Vitaminler, beden fonksiyonlarım bir
çoğunun yürümesinde gereklidir. Bazı vitaminler karbonhidrat, yağ veya
protein yapıların enerjiye dönüşmelerinde rol oynar. Fakat enerji veya
kalori vermezler ve performansı da arttırmazlar.
İhtiyaçtan fazla
alınan vitamin ya vücutta depolanır (yağ da çözü nen vitaminler; A, E, D, K)
ya da idrarla atılırlar. Suda çözülen vitaminler günlük ihtiyaçtan daha az
alınmaları halinde, sporda performans düşmesi ve vitamine özgü klinik
yetersizlik bulguları ortaya çıkmasına sebep olarak karşımıza çıkabilirler,
Sporcuların yoğun çalışma dönemlerinde vücutlarında vitamin kaybı olması ve
artan enerji harcamasına bağlı olarak vitamin gereksinimleri fazladır. Ancak
yapılan çalışmalar, yeterli ve dengeli bir diyet uygulayan sporcuların
diyete ek olarak aldıkları vitamin ve minerallerin performansı arttırmadığı,
psikolojik olarak olumlu etki yaptığını göstermektedir. 50
Yukarıdaki
bilgiler çoğu güreşçiler tarafından bilinmesine rağmen çok geniş ve yaygın
olarak aşırı seviyede vitamin hapları kullanılmaktadır. Bunun yanında diğer
performansı arttırdığı sanılan bazı ilaçların alınması, spor yaşamını ve
spordan sonraki hayatı olumsuz yönde etkilemesi bilimsel bir gerçektir.
2.3.6. Mineraller
Mineraller esas
olarak; makro mineraller (günde 100 mg'den daha fazla gerekenler) ve mikro
mineraller (günde 100 mg'den az
gerekenler) diye iki sınıfa ayrılırlar. Makro minerallere kalsiyum, fosfor,
magnezyum mikro mineraller ise demir, çinko, bakır, iyot manganezi
içermektedir. Mineraller; kanı pıhtılaştırma, kas kasılmasının regülasyonu,
beden sıvı dengesinin sürdürülmesi gibi bir çok
regülatör fonksiyonlarda önemlidirler.
Aktif bir
sporcunun enerji ihtiyacım karşılayacak miktardaki çeşitli ve yeterli bir
diyet, uygun seviyede vitamin ve mineralleri sağlar. Mineraller, insanlar
için temel özellikte olup diyetle sağlanmalıdır.Diyetinde önerilen
miktarlarda mineral alan sporculara ilave mineral verilmesi, performans
açısından hiçbir yarar getirmemiştir.Aşırı terlemeler yoluyla kilo kaybında
tuzlu içecekler ve yiyecekler orantılı olarak (ortalama terin kilosu başına
2.3 Gr. Tuz) alınmalıdır. Terleme ile vücuttan su ile birlikte; yapılan
sporun çeşidi, süresi, yorgunluğu ve iklime göre sodyum, potasyum, kalsiyum,
magnezyum gibi minerallerde kaybolmaktadır. Özellikle sıcak iklimlerde uzun
süre egzersizler ve dayanıklılık çalışmalarında mineral kaybı artmaktadır.
Mineral kayıpları karşılanmadığı durumlarda yorgunluk, kramp, soluk almada
güçlük, konuşmada zorluk gibi belirtiler görülmektedir.
2.4. Müsabaka
Öncesi Beslenme
Mücadele
sporlarında diğer birçok sporda olduğu gibi enerjinin büyük kısmı
karbonhidratlardan sağlandığına göre, karbonhidrat depolarının
doldurulmasına özellikle dikkat edilmelidir. Ancak mücadele sporları sıklet
sporlarıdır. Sporcuların kilolarını ayarlamak zorunda olmaları bu durumu
güçleştirmektedir. Sporcuları yarışmalarda daha kuvvetli kılmak düşüncesiyle
karbonhidrat yükleme yöntemleri uygulanmaktadır. Ancak bu yöntemin zorluğu
ve sakıncaları çoktur. Vücuttaki karbonhidrat rezervlerinin bitirilerek
yerine yenilerinin ve daha çok olarak doldurulması işlemi yerine,
karbonhidrat rezervlerini bitirmeden de karbonhidrat yüklenebileceği son
yapılan araştırmalarla bulunmuştur.
Müsabaka öncesi
karbonhidrat açısından zengin gıdalar alınmalı.Yenen yemek sporcunun hem
fizyolojik hem de psikolojik ihtiyaçlarına cevap vermelidir. Kişisel tercihe
uygun, gastroin-testinal boşalmayı sağlayacak, kramp, rahatsızlık ve
sindirim güçlüğüne neden olmayacak şekilde düzenlenmelidir.
Tablo 1. Güreş
Antrenmanları Temel Diyet
BESİN GRUBU
|
ÖRNEK BESİN |
GÜNLÜK ÖĞÜ NLER |
Süt ve Süt
Ürünleri |
Süt, yoğurt,
peynir, kaşar peyniri |
4 öğün veya
bardak |
Et ve Süt
Ürünleri |
Biftek,
tavuk, balık, karaciğer, kuru fasulye |
2 öğün (iki
yumurta bir öğün) |
Ekmek ve
Tahıllar |
Ekmek,tahıllar(kurufasülye nohot pirinç, pasta, kek |
6 öğün (bir
dilim ekmek bir öğün) |
Sebzeler ve
meyveler. |
Lahana,marul,havuç,domates. Salatalık,soğan,sarımsak,patates, elma
portakal,muz.k(bazıları taze olmalı) |
3 Öğün salata
meyve.ve meyve suyu. |
Sıvılar
|
Su maden
suyu.ayran cay. , (taze meyve veya suları) |
2 .Öğün,portakal
su yu,havuçsuyu,vişne suyu.narsuyu. |
Tavsiye edilen
öğünler normal antrenman yapan (diyet yapmayan) bir güreş için minimum
miktarlardır. Eğer daha fazla yiyecek gerekiyor ise, güreşçiler bu öğünlere
her bir besin grubu için ek yapabilirler,
Müsabaka öncesi
öğünün özellikleri şu şekilde sıralanabilir. 51
a. Yenen Yemeğin
İçeriği :
Sindirimi kolay besinler
seçilmelidir.Posa içeriği
fazla olan çiğ sebze ve meyvelere, kepekli ekmeğe bu öğünde yer vermemek
gerekir.Meyveler kabuklu ve komposto şeklinde tüketilmelidir.52
Kuruyemiş,
kuru baklagiller,kuru meyveler,acılı baharatlı yiyecekler ve gaz yapıcı
sebzeler tüketilirken d ikkat edilmelidir.
Proteinli yiyecekler
azaltılmamalı, balık tavuk ve hindi eti tercih edilmelidir.
Şeker ihtiyacı doğal
yollardan bal,pekmez v.s. alınmalıdır.
b. Yenen Yemeğin
Zamanı
c. İçeceklerin
Miktarı ve Cinsi
Son öğünde sporcu
2 ile 3 su bardağı su içebilir. Ayrıca gaz yapıcı özelliği olmayan taze
sıkılmış meyve suları veya maden suyu ile karıştırılmış hazır meyve suyuna
yer verebilir.Sporcu müsabakadan 1 saat öncesine kadar l 2 su bardağı suyu
gerekiyorsa içebilir, İçilecek su çok soğuk olmamalı ve bir defada çok su
içilmemelidir. Egzersizle vücut tan kaybolan su kayıp hızına orantılı olarak
yerine getirilmelidir. Özellikle sıcak havalarda yapılan antrenmanlarda, su
içilerek sıvı kaybı karşılanmalıdır. Müsabakalardan bir gün önce fazla
miktarda su alınmalıdır. Sporcu son olarak bol miktarda suyu yarışmadan 1.5
saat önce içebilir. Karbonatlı içecekler (gazoz,maden suyu) yarışmalar
süresince ve yarışma dışında bol miktarda içilmemelidir.
d. Yenen Yemeğin
Psikolojik Olarak Tatmin Ediciliği
Son öğünde
yenecek yemeklerin daha önce sporcu tarafından denenmiş, lezzet ve
görünüşünün tatmin edici olması önemlidir. Ayrıca antrenörlerin verecekleri
yiyeceklerin yararlılığı konusunda inandırıcı olmaları psikolojik olarak
etkili olmaktadır.
e. Öğün Sayısı ve
Zamanı
Sporcuların günde
en az üç öğün yemek yemelerinin hatta hafif olmak üzere öğün sayısını beşe
(3 ana, 2 ara öğün) çıkarmalarının ve sabah kahvaltısını mutlaka
yapmalarının doğru bir beslenme şekli olduğuna işaret edilmektedir.
Yiyeceklerin 5-6 öğüne dağıtılarak tüketilmesi ile sporcu kan şeker
düzeyinde devamlılığı ve kas glikojen depolarında doygunluğu sağlayacaktır.
Tablo 2.
Şampiyonadan Önceki Son Hafta İçin Bir Diyet Örneği
KAHVALTI |
Tahin pekmez
bal,kızarmış ekmek, zeytin yumurta, portakal suyu.açık çay. |
ÖĞLE YEMEĞİ |
Soğanlı çorba
balık ızgara,patates püresi irmik helvası. Havuç suyu. |
AKŞAM YEMEĞİ |
Mercimek
çorbası.Tavuk,pilav ayran,salata,komposto |
APERATİF (ARA
ÖĞÜN) |
Beyaz
peynirle bir dilim ekmek Muzlu süt nar suyu. |
KAHVALTI |
Kızarmış
ekmekle iki yumurta, pastörize süt,zeytin bal. |
ÖĞLE YEMEĞİ |
Domates
çorbası Kuşbaşı kebap salata,pila v,komposto. |
AKŞAM YEMEĞİ |
Çorba,Yağsız,biftek (ızgara) ,salata ,yoğurt,kabak tatlısı. |
APERATİF (ARA
ÖĞÜN) |
Muz,portakal,elma nar,kivi.üzüm |
Eğer ekstra
enerji için besin gerekli ise, biraz fındık ceviz,badem,fıstık,incir,üzüm
yoğurt, biraz daha sebze ve meyve alınabilir.
2.5. Müsabaka
Sırasında Beslenme
Uzun süren
müsabakalarda, müsabaka aralarında bir takım yiyeceklerin ve içeceklerin
verilmesi önerilmektedir.Bunlar, karbonhidrat içeren yiyecekler olmalıdır.
Şeker ve şekerli maddelerin uzun süren bu müsabaka aralarında verimliliği
arttırdığı ve yorgunluğu azalttığı belirlenmiştir. Ancak su kaybı varsa;
şeker, glikoz tabletlerinin verilmesi bunların emilmesini sağlamak üzere
bağırsaklara salgı yapmasını zorunlu kılacak ve susuzluk durumunun
şiddetlenmesine yol açabilecektir. Bu nedenle, şeker ve şekerli maddeleri
bir miktar su, meyve suyu veya açık çay içinde vermek doğru olur, Bu durumda
özellikle çok şekerli ve limonlu bir çay içmeyi önerenler çoğunluktadırlar.
2.6. Müsabaka
Sonra sı Beslenme
Sporcu bir
müsabaka sonrasının başka bir müsabaka öncesi olduğunu unutmamalıdır.
Egzersizle kaybedilen hayati maddelerin bir an önce yerine konması
gereklidir. Glikojen depolarının doygunluğunun sağlanması normal şartlarda
1-2 gün sürer. Yine kaybedilen sıvının ve minerallerin yerine konması da bir
o kadar zaman alır.Yarış sonrası yemek;sıvı ve karbonhidratlar yönünden
zengin yeterli ve dengeli bir menü olmalıdır.
a. Alınacak
Yiyecek ve içeceğin Zamanı
Egzersiz sonrası
ilk 2 saat içinde karbonhidrat içeriği yüksek sıvı alınmalıdır. Sıvı,
müsabaka sırasında alman özellikleri taşımalı,ve sodyum içermelidir.
b. Tüketilen
Karbonhidrat Miktarı ve Cinsi
Egzersiz sonrası
ilk saatlerde karbonhidrat içeriği yüksek besinler tüketilerek süratli
toparlanma sağlanmalıdır. Her 2 saatte bir 50-225gr karbonhidrat tüketimi
idealdir. Sakkaroz ve fruktoz özelikleri bakımından tercih edilmelidirler.
Sonuç olarak bir
değerlendirme yapacak olursak her spor branşının kendine özgü beslenme
ilkeleri vardır. Sporcunun beslenmesi yapılan sporda kullanılan enerji
sistemlerine, sporun şiddetine, müsabaka döneminin özelliklerine göre
değişiklikler arz edebilmektedir.
Güreşçilerin
beslenme şekilleri çok yemek şeklinde değil, spor yaparken harcadıkları
enerjiyi karşılayacak şekilde olmalıdır. Yapılan bazı araştırmalar sonucunda
az miktarda yemek şeklinde ve kısa zaman aralıkları ile yapılan beslenmenin,
tıka basa ve 1-2 öğün şeklinde yemek yemekten daha iyi olduğu ileri
sürülmüştür. Güreşçiler günde en az üç öğün yemek yemelidirler ve öğünün
içeriği o günkü yapılacak çalışmada harcanan enerjiyi karşılayacak nitelikte
olmalıdır.
Güreşçilerin
beslenmede dikkat etmesi gereken diğer bir konu, besinlerin normal beslenme
harici ekstra vitamin hapları almamaları, enerji kaynaklarının önemini ve
kalori değerlerini hesaplayarak günlük enerji ihtiyacını karşılayacak bir
diyet uygulamalıdırlar.
2.7. Güreşte Kilo
Düşme
Birçok güreşçi
sezon boyunca kiloca hafif ve zayıf rakiplerle güreşebilmek, bir alt sıklete
inebilmek için defalarca kilo düşmektedirler. Bu durum, uygun olmayan bir
yaklaşım şekli ve güreşe de kötü imaj vermektedir. Genel olarak güreşçiler,
bir haftadan daha kısa bir süre içerisinde vücut ağırlıklarının %10'nu veya
daha fazla miktarını zayıflamaya çalışmaktadırlar. Güreşçiler, aşırı yiyecek
kısıtlaması, tartıya doğru sıvı alımının kesilmesi (akut sıvı kaybı), sauna
ve naylon giysilerle egzersizler yoluyla vücuttan atabilecekleri suyu atmak
için çaba sarf ederler. Yapılan araştırmalar bir güreşçinin vücut
ağırlığının %14'ne kadar varan kilo kaybının dayanıklılık kapasitesini
düşürmediğini, buna karşılık kaslarında depo edilen glikojen oranının
yarışma sırasında aşırı bir şekilde düştüğünü belirtmektedir.(13) Bu
düşüşten sonraki üç saatlik süre içerisindeki sıvı alımı bile kas kuvvetinde
ve glikojen seviyesinde bir artışa sebep olmamıştır. Çünkü glikojen güreşçi
için ana enerji kaynağı olarak bilinmektedir. Yapılan araştırmalar, maça
girmeden önce hızlı kilo kaybeden güreşçilerin, glikojen depolarının az bir
kısmı dolu olarak müsabakaya girdiklerini göstermektedir.
Tipton binlerce
güreşçi üzerinde yapmış olduğu araştırmasında, güreşçilerin kısa sürede kilo
düştüklerini, temel kilo kaybının tartıdan bir gün önce yapıldığını,
bunların en genç ve en hafif sıklet güreşçiler olduğunu ortaya
çıkarmıştır.Yine aynı çalışmada kaynakça olarak gösterilen RIBIST ve
HERBERT'in yaptıkları çalışmalarında sıvı kaybı ve hızlı kilo kaybının
güreşçilerin çalışma kapasiteleri üzerine etkisini araştırmışlar ve sıvı
kaybı ile %5’lik kilo kaybı sonrası, belirgin kapasite düşüşü, kalp
damarlarının kapasitesinin azalması ve sıvı kaybından sonra maksimum çalışma
zamanında %40 azalma olduğu sonucuna varmışlardır. Buna ilaveten maksimum
oksijen kapasitesinde de bir düşüşün olduğunu belirtmişlerdir.(FILA)
Klinziug ve Korpowicz, akut dehidratasyonun güreşçilerde kas kuvveti ve
dayanıklılığında anlamlı düşüşlere (%31-33) sebep olduğunu
gözlemlemişlerdir.
2.7.1. Kilo
Kaybına İyi Bir yaklaşım
Kanada halter
milli takımında bir kilodan fazla kilo düşme yasaklanmış ve buna gerekçe
olarak da, fazla kilo kaybının kuvvette azalmaya sebep olduğu
gösterilmiştir. Sporcular için kilo düşme konusunda yeni bir alternatif
geliştirmişler ve bunu güreşe uygulamakta mümkündür. Bu kilo düşme
alternatifleri şöyle sıralanmaktadır.'
-
Vücut yağ oranı temel
alınarak, sezon sonunda gelecek sezon için önemli müsabakalarda
güreşilecek kilo belirlenmelidir.
-
Bir hafta içerisinde düşeceği
kilo 700 gr ı geçmemeli ve bu da kilo vermeyecek besinlerle ve çalışma
sonrası alınan gıda miktarlarından kısıtlama yapılarak olmalıdır.
-
Eğer güreşçinin l,5 –2 kg'dan
daha fazla kilosu var ise, sezon öncesi ve ortasındaki önemsiz
müsabakalarda bir üst sıklette güreşmesi sağlanmalıdır.
-
Tartıdan önce besin alımında
az bir düşme olmaktadır. Bu besin alımındaki azalma yağda olmalı, bu da
yağ alımını kısıtlama, yağlı kızartmalar, yağlı et ve yağda kızartılmış
tatlı yenilmemeli Protein diyeti uygulanmalı karbonhidratlı gıdalarla
beslenmeli müsabakalar sonunda protein ağırlıklı gıdalar alınmalıdır.
Sıvı alımındaki kısıtlamaya gidilmemeli sıvı gıdalar tercih edilmelidir.
Bu işlemlerin
sonucunda sıkıntısız bir kilo ayarlama gerçekleşecektir. Doku kaybı
çoğunlukla yağlardan olacaktır. Ayrıca güreşçinin ağırlık ayarlama sistemi,
düşen vücut ağırlığına hemen adapte olacaktır. Sporcu şiddetli açlık hissi
duymayacaktır. Bu uygulamayla kas içeriği ve kas glikojen seviyesi muhafaza
edilecek kuvvet ve enerji depoları korunacaktır.
2.7.2. Kilo
Kaybının Zararlı Etkileri
-
Güreşte kilo düşme istenmeyen
bir durum olmasına rağmen, güreşçilerin beslenme seyri normal devam
edeceğinden, bir daha ki sefere yine tekrarlanmak zorunda kalınacaktır.
-
Kan volümünde düşüş
olmaktadır,
-
Kas glikojen seviyesi
düşmektedir.
-
Vücudun sıvı ve elektrolit
dengesi bozulmaktadır.
Kas dokusunda incelme
olabilmektedir.
Son üç günde uyku, ders
çalışma ve antrenman rahatsızlığı gözlenebilmektedir.
Kuvvet düşüşü olabilmektedir.
Bir hafta
içerisinde 3-4kg kilo düşecek bir güreşçi için aşağıdaki tablodaki uyarılar
yapılabilir.
Tablo 3. Kilo
Düşen Bir Güreşçi İçin Günlük Uyarılar
PAZARTESİ |
Yemeği
kesmeliyim |
SALI |
Bu sabah hala
4kg fazlam var? (Kahvaltıda geçiştirme) |
ÇARŞAMBA |
Katı posalı
yemeklerin alımını kısmaya başlasam iyi olur. |
PERŞEMBE |
Kilo fazlası
2700gr olmalı (yorgunluk hissi ve biraz susuzluk) |
CUMA |
Sıvı gıda
alınmalı. kilo fazlası 1300gr olmalı, (son gecede uyku problemi, açlık
ve susuzluk) |
CUMARTESİ |
30dk lık
egzersizden sonra kilogramım tamam. Bu gece iyi yiyeceğim. |
PAZAR |
Bugü n
her şeyi yedim. |
Sonuç olarak
güreşte kilo düşme olayının uzun dönemde 2.ay önceden başlanmalı ve vücut
yağlarından harcanarak yapılmasında yarar vardır. Yoksa kısa süre içerisinde
dehidratasyona (sıvı kaybı) başvurularak yapılan kilo kaybının oldukça fazla
olumsuz etkileri gözlenmiştir. Güreşçi kısa sürede hızlı kilo kaybıyla
homoistasis vücut sıvı dengesini ve kendi başarısını engellememelidir. 53
KAYNAKÇA
-
OĞUZ, A.G. Sporda Doping Selçuk
Üniversite Besyo bit. Tez Konya 1993 S. 2
-
AKGÜN,N Egzersiz
Fizyolojisi Ege Ünv. Besyo yayınları (1982) S. 9
-
SEVİM,Y Antrenman Bilgisi S.
271- 272
-
BAĞRIAÇIK,A Açık, M Spor
Sakatlıkları ve rehabilitasyon S. 59
-
KOÇ,H SANİOĞLU,A Sağlık bilgisi
S. 139
-
SEVİM,Y. a.g.e. S. 271
-
ALBAYRAK, H. Sporda doping
Niğde Üniversitesi bitirme tezi 1996
-
SEVİM,Y. a.g.e. S. 273
-
EMİN, E. Bilim ve Spor, Boti
basımevi Ankara 1990 S. 160
-
SÖNMEZ, L. Sporda doping Niğde
Üniversitesi bitirme tezi 1997 S. 9
-
ALBAYRAK, H a.g.e. S. 7
-
ACARBAY, Ş. Spor, sporcu ve
doping S. 15-16
-
YÜKSEL, E. Sporda doping Niğde
Üniversitesi bitirme tezi 1996 S. 7
-
KOÇ,H SANİOĞLU, a.g.e. S. 143
-
KOÇ,H SANİOĞLU, a.g.e. S. 1,10,
141
-
SEVİM,Y. a.g.e. S. 274
-
BAĞRIAÇIK,A a.g.e. S.50,
60, 61
-
OĞUZ, A.G. a.g.e. S. 27-31
-
SEVİM,Y. a.g.e. S. 280
-
ACARBAY, Ş. a.g.e. S. 21
-
GÜNAY, M. Egzersiz Fizyolojisi
S. 72
-
GÜNAY, M. a.g.e. S. 215
-
KURDAK, S. Sporda doping ve
ilaç kullanımı S. 73-75
-
GÜNAY, M. a.g.e. S. 216
-
ALBAYRAK, H a.g.e. S. 40
-
OĞUZ, A.G. a.g.e. S.40
-
GÜNAY, M. a.g.e. S. 216
-
AKGÜN,N a.g.e. S. 290
-
GÜNAY, M. a.g.e. S. 218
-
AKGÜN,N a.g.e. S. 294
-
SEVİM,Y. a.g.e. S. 283
-
GÜNAY, M. a.g.e. S. 218
-
KIYAK, E. Beslenme doping
maddelerinin sporcu üzerindeki etkileri Niğde Üniversite BESYO bitirme
tezi 1996 S. 16-17
-
GÜNAY, M. a.g.e. S. 219-220
-
KURDAK, S. a.g.e. S. 171
-
GÜNAY, M. a.g.e. S. 220
-
SEVİM,Y. a.g.e. S. 284
-
ACARBAY, Ş. a.g.e. S. 63
-
AKGÜN,N a.g.e. S. 298
-
ERSOY, G. Sağlıklı ve optimal
performan için beslenme
-
AĞAOĞLU, S.A. Güreşte yetenek
seçimi
-
ERSOY, G. a.g.e. S. 45
-
GÖKDEMİR, K. Güreş ant.
Bilimsel temelleri
-
ERSOY, G. a.g.e.
-
Fila Manuel Dek Cozmision,
Medical De File Yugoslavya 1982
-
ERSOY, G. sporcuların beslenme
ilkeleri
-
ERSOY, G. a.g.e. Sporcular için
pratik beslenme
-
EKİN, N. Spor ve Sağlık
-
PAKER, S. yarışma öncesi öğünün
özellikleri ve karbonhidratların elverişliliği
-
AĞAOĞLU, S. A. Güreşte yetenek
seçimi
-
ERSOY, G. a.g.e.
-
EKİN, N.a.g.e.
-
GÖKDEMİR, K. a.g.e.
54-GÜRSOY Ömer
Güreş ihtisas ders notları.1998. NİĞDE.
|